06 Haz Psikolojik Sorunların Altında Yatan Bilinçaltı Konuları
İnsanlar zaman zaman olumsuz duygular içine giriyor ve psikolojik bunalımlar yaşıyor. İnsanların en dayanıksız, zayıf ve güçsüz hissettiği dönemlerde psikolojik sorunlar etkisini gösteriyor. Kişi neden hayatta olduğunun, ne için yaşadığının farkında olmasa bile, bilinçaltında bastırılan çözüme ulaştırılmamış her şeyi dışarı çıkarmaya çalışır. İnsanın hangi yaşta olduğu fark etmeksizin zamanın en uygun anını bilinçaltı belirler.
Bilinçaltımız olayları en basit şekliyle değerlendiriyor ve en basit kelimelerle yönetiyor. Bilinçaltının asıl görevi kişiyi korumak olduğundan, kişinin verdiği tepkilere yüklediği anlamlardan oluşturuyor hayatımızı, sonrasında zihnin alanını ve düşüncelerimizin yardımıyla bedenimize enerji aktarımı yapıyor. Duygularımız, inançlarımız düşüncelerimiz bilinçaltımızı etkileyen ve yöneten unsurlardır. Bilinçaltımız neye inanırsak tamamen ona çalışıyor, olumlamalarla bilinçaltımızı yapılandırabilir psikolojik sorunlardan bu şekilde uzaklaşabiliriz.
Bilinçaltındaki Sorunlar
Ruh sağlığını olumsuz etkileyen hastalıklar, kişilerin yaşamını derinden etkiler ve önemsenip mutlaka tedavi edilmesi gereken sağlık sorunlarındandır. Yaşadığımız psikolojik sorunlar aslında bilinçaltımızda yatan ve bizi etkileyen çözülmesi beklenen olayların duyguların hatırlatılması olayıdır. Bu bilinçaltımıza yerleştirilen asıl sorunun var olduğuna ve bunu çözümlenmesini beklediğine işaret etmekte. İnsanoğlu ise yaşadığı sorunu bir an önce çözmek ister ancak bilinçaltında yatan sorunlar çözümlenmedikçe rahatsızlıklar tam olarak ortadan kalkamaz ve tekrar etme ihtimali yüksek olur.
Bilinçaltındaki Olumsuz Duygular
Kaygı durum bozukluğu olarak ifade edilen anksiyete, kişinin geleceğe duyduğu endişeyi beklenilmeyen zamanlarda ve tahmin edilemeyecek miktarda göstermesi durumuna deniyor. Yapılan araştırmalara göre genel olarak çocukluk çağında ortaya çıkan kaygı bozuklukların nedeni genetik ve çevresel faktörler olduğu görülmüş. Özellikle erken yaşlarda yaşanan travma yaratacak olayların bireylerin korku mekanizmalarında hassasiyet oluşturduğu ve strese karşı aşırı duyarlı hale geldiği anlaşılmıştır.
Öfke; üzüntü, korku, sevgi, acımak, gibi doğal duygulardan biridir. Genellikle bilinçli olarak yaşanmayan bu duygu ile nasıl başa çıkacağımıza öfkeyi duyduğumuz o anda karar veriyoruz. Öfkenin kişiye ve çevreye vereceği zararlar çok farklıdır. Farkında olmak, sorumluluk almak ve eğitim alarak doğru tepkiler haline getirilebiliyor. Dolayısıyla öfke bilinçli olarak kontrol edilebiliyor.
Panik atak; panik atak yaşayanlar ortada hiçbir sebep yokken birden yoğun korku ve panik hissine kapılırlar. Panik atak yaşayan kişilerde düzensiz kalp atışı, ellerde titreme, nefes alamama, göğüs ağrısı gibi fiziksel belirtiler de aynı zamanda yaşanıyor. Panik atağın temel sebebi ise yaşanan stresten dolayı vücutta artan adrenalinin fiziksel olarak dışa vurmasıdır. Psikolojik belirtileri ise çabuk etkilenme, yoğun adrenalin zihinde yaratmış olduğu hassasiyet, korku ve endişelerdir.